Herşey bir taslaktan social mediada başlamış
Bir baba bir gün oğluna soru sordu:
-oğlum, okulunuzda göçmenler var mı?
Ve çocuk çok normal cevap verdi:
-hayır, baba… sadece çocuklar var!
Ve böyle, adımlar beni Tavros’ ta bir ilkokula götürdü. Zili dinlemek için çok sabırlılıkla bekliyordum ve okul yıllarımı hatırlamak için!
Hiç birşey değişmedi…. çocuklar dış avluya koşarak, bağırarak, gülerek çıktılar. Çocuklar çok farklı birbirlerine!
Dinlemeyi çalıştım ama ne diyorlardı anlamıyordum… çok farklı dil konuşuyorlardı ve hiç onlardan bana tanıdık değildi!
Ama iletişimin Yunan çocuklarla çok basit ve uyumlu olduğunu görüyordum… dili tanımasınlar, birbirlerine anlaşmak için büyülü bir biçim vardı. Her fırsatta bilgiyi paylaşıyorlardı. Göçmenlerin çocukları okul arkadaşlarından yunan kelimeler öğreniyorlardı ve tersine oluyordu.
Bu kültürel çocuk bahçesini görerek susup kaldım, sanki benim çocuklarımın okulun dış avlusunda oynamasını görüyordum.
Top hemen hemen üstümde düştü, beni uyandı… dış avluya tekrar atmak için gidip tuttum, ama iki çocuklar yanıma koşarak geldiler! Topu attım ve o zaman Yunan çocuk başka çocuğun kulağında bir şey dedi. O çocuk başka bir ülke geliyordu, eminim.
O zaman çocuk (onun adı Nazim olduğunu öğrendim, 8 yaşındaymış ve Suria geliyormuş) bana güldü ve <
Bu kültürel ilkokulda Tavros’ta çok saat öğretmenler ve çocuklarla berabar konuştum ve oradan gittim. Birlikte varolma ne kadar basit ve uyumlu olabilir, anladım.
Akıl ve kalp açık olduğunda, gerçekten uyumlu olabilir.